A
AB Tanımlı Genel Yönetim Borç Stoku (EU-Defined General Government Debt Stock)
Bir ülkenin merkezi yönetim, yerel yönetimler ve sosyal güvenlik kurumlarını kapsayan toplam kamu borç stokudur. Avrupa Birliği tarafından Maastricht Kriterleri kapsamında hesaplanır ve ülkelerin mali disiplinini değerlendirmek için kullanılır.
Açığa Satış İşlemi (Short Selling)
Yatırımcının elinde olmayan bir menkul kıymeti ödünç alarak satması ve daha düşük bir fiyattan geri alarak kâr etmeyi amaçladığı işlem türüdür. Genellikle piyasanın düşeceğine yönelik bir beklentiyle gerçekleştirilir.
Açık Mektup (Open Letter)
Genellikle kamuoyuna yönelik yazılan ve belirli bir kişi, kurum ya da topluluğa hitap eden yazıdır. Çoğunlukla ekonomik, politik veya sosyal konularda farkındalık yaratmak için kullanılır.
Açık Piyasa İşlemleri - APİ (Open Market Operations - OMO)
Merkez bankalarının, para arzını ve faiz oranlarını kontrol etmek amacıyla piyasada menkul kıymet alım-satımı yaparak gerçekleştirdiği işlemlerdir. Enflasyonu ve ekonomik istikrarı sağlamak için kullanılan önemli bir para politikası aracıdır.
Açık Pozisyon (Short Position)
Bir yatırımcının veya kurumun piyasada gelecekte düşeceğini düşündüğü bir varlığı satış yönünde pozisyon almasıdır. Açık pozisyon, ilgili varlığın değer kaybetmesi halinde kâr, değer kazanması halinde ise zarar yaratır.
Akreditif (Letter of Credit)
Bir bankanın, belirli şartlar sağlandığında alıcı adına satıcıya ödeme yapacağını garanti ettiği bir ödeme yöntemidir. Uluslararası ticarette, ödeme risklerini minimize etmek için sıkça kullanılır.
Alım Opsiyonu (Call Option)
Opsiyon sahibine belirli bir tarihte veya öncesinde, önceden belirlenmiş bir fiyattan belirli bir varlığı satın alma hakkı veren türev araçtır. Yatırımcılar, fiyatın yükseleceğine inanıyorsa alım opsiyonu satın alırlar.
Alış – Satış Farkı (Bid-Ask Spread)
Bir varlığın en yüksek alım fiyatı (bid) ile en düşük satış fiyatı (ask) arasındaki farktır. Piyasanın likiditesini ve işlem maliyetlerini belirleyen önemli bir faktördür.
Alış (Bid)
Bir menkul kıymet veya varlık için alıcıların ödemeye hazır olduğu en yüksek fiyatı ifade eder. Finans piyasalarında, alış fiyatı genellikle arz ve talep dengesine bağlı olarak değişir.
Analitik Bilanço/TCMB Analitik Bilançosu (Analytical Balance Sheet/CBRT Analytical Balance Sheet)
Merkez Bankası'nın varlık ve yükümlülüklerini belirli kategorilere ayırarak gösterdiği bilanço türüdür. Para politikası analizi yapmak ve piyasalardaki likidite durumunu değerlendirmek için kullanılır.
Arakazanç Ticareti (Carry Trade)
Düşük faizli bir para biriminden borçlanarak, yüksek faiz getiren başka bir para birimine yatırım yapma stratejisidir. Yatırımcılar, faiz farkından kazanç elde etmeyi amaçlar, ancak döviz kurlarındaki değişimler risk yaratabilir.
Arbitraj (Arbitrage)
Aynı varlığın farklı piyasalardaki fiyat farklarından yararlanarak risksiz kazanç elde etme işlemidir. Arbitraj işlemleri, piyasalardaki fiyat dengesizliklerinin düzelmesine katkıda bulunur.
Avans (Advance Payment)
Bir mal veya hizmetin tesliminden önce yapılan ön ödemedir. Genellikle sözleşmeli işler, projeler veya ticari işlemlerde nakit akışını düzenlemek için kullanılır.
Ayı Piyasası (Bear Market)
Fiyatların uzun süreli olarak düştüğü ve yatırımcıların kötümser olduğu piyasa koşullarını tanımlar. Ayı piyasaları genellikle ekonomik durgunluk dönemlerinde görülür.
Ayrıştırma (STRIP - Separate Trading of Registered Interest and Principal of Securities)
Tahvillerin faiz ve anapara ödemelerinin ayrı ayrı işlem görmesini sağlayan bir finansal tekniktir. Yatırımcılara, risk ve getiri tercihlerine göre esneklik sunar.
B
Banka Kredileri Eğilim Anketi - BKEA (Bank Loans Tendency Survey - BLTS)
Bankaların kredi verme eğilimlerini ve kredi talebindeki değişimleri ölçen bir anket çalışmasıdır. Merkez bankaları tarafından bankacılık sektöründeki kredi arz ve talep dinamiklerini izlemek amacıyla yapılır.
Bankalararası Kart Merkezi - BKM (Interbank Card Center - ICC)
Türkiye'deki kartlı ödeme sistemlerinin altyapısını yöneten ve bankalar arasındaki ödeme süreçlerini kolaylaştıran bir kurumdur. BKM, kredi kartı ve banka kartı işlemlerinin güvenli ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesini sağlar.
Bankalararası Para Piyasası (Interbank Money Market)
Bankaların kısa vadeli likidite ihtiyaçlarını karşılamak için birbirleriyle borç alıp verdikleri piyasadır. Merkez bankaları, bu piyasa aracılığıyla para politikalarını yönlendirir.
Bankalararası Takas Odaları Merkezi - BTOM (Interbank Clearing House - ICH)
Bankalar arasındaki çek ve senet işlemlerinin takas ve mutabakatını sağlayan sistemdir. Ödeme sistemlerinin hızlandırılması ve güvenli hale getirilmesi için önemli bir rol oynar.
Bankalararası TL Aktarım Sistemi (Interbank Payment System)
Bankaların kendi aralarında Türk lirası cinsinden büyük tutarlı para transferlerini gerçekleştirdiği ödeme sistemidir. Türkiye'de bu sistem, Merkez Bankası tarafından işletilir.
Bankaya Özgü Döngüsel Sermaye Tamponu (Countercyclical Capital Buffer)
Bankaların ekonomik döngülere bağlı olarak artırmaları gereken ek sermaye yükümlülüğüdür. Finansal krizleri önlemek ve bankacılık sisteminin dayanıklılığını artırmak için uygulanır.
Banknot (Banknote)
Merkez bankaları tarafından basılan ve dolaşımdaki kağıt para birimlerini ifade eder. Günlük işlemlerde ödeme aracı olarak kullanılır.
Basel Bankacılık Denetim Komitesi (Basel Committee on Banking Supervision - BCBS)
Küresel bankacılık sisteminde risk yönetimi ve denetim standartlarını belirleyen uluslararası bir kuruluştur. Basel düzenlemeleri, bankaların sermaye yeterliliğini ve likidite yönetimini sağlamak için geliştirilmiştir.
Basit Faiz Oranı (Simple Interest Rate)
Anapara üzerinden hesaplanan ve sadece belirli bir döneme ait faiz getirisini ifade eden faiz hesaplama yöntemidir. Basit faiz, bileşik faizden farklı olarak faize faiz işlemez.
Batmasına İzin Verilemeyecek Kadar Büyük Finansal Kuruluşlar (Too-Big-to-Fail)
Bir finansal kuruluşun batmasının sistemik risk oluşturacağı ve ekonomiyi olumsuz etkileyeceği durumları tanımlar. Bu tür kurumlar, devletler tarafından genellikle kurtarma önlemleriyle desteklenir.
Baz Etkisi (Base Effect)
Bir ekonomik verinin yıllık bazda değişimini değerlendirirken, önceki yılın aynı dönemindeki düşük veya yüksek seviyesinin mevcut yılın oranlarını nasıl etkilediğini ifade eder. Enflasyon hesaplamalarında sıkça kullanılır.
Baz Puan (Basis Point)
Faiz oranları veya finansal ölçütlerdeki küçük değişiklikleri ifade eden birimdir. 1 baz puan, %0,01’e eşittir.
Beklenti Anketi - BA (Survey of Expectations - SoE)
Merkez bankalarının, piyasa katılımcılarının enflasyon, büyüme ve faiz oranlarına ilişkin beklentilerini ölçmek amacıyla yaptığı düzenli anket çalışmasıdır.
Beklenti Yönetimi (Expectation Management)
Ekonomik aktörlerin geleceğe yönelik beklentilerini yönlendirme sürecidir. Merkez bankaları ve hükümetler, beklenti yönetimini enflasyon ve büyüme politikaları için kullanır.
BIS (Uluslararası Mutabakat Bankası - Bank for International Settlements)
Merkez bankaları arasında iş birliğini teşvik eden ve uluslararası finansal istikrarı sağlamaya yönelik çalışmalar yapan küresel bir kuruluştur.
Bileşik Faiz Oranı (Compound Interest Rate)
Faize faiz işletilen faiz hesaplama yöntemidir. Faiz, sadece anaparaya değil, önceki dönemlerde elde edilen faiz gelirine de uygulanır.
Bir Hafta Vadeli Repo Faiz Oranı (One-week Repo Rate)
Merkez bankalarının bankalara bir hafta vadeli likidite sağlarken uyguladığı faiz oranıdır. Türkiye’de TCMB’nin politika faizi olarak kullanılır.
Birikmiş Faiz (Accrued Interest)
Bir yatırımın veya borcun vadesi gelmeden önce biriken faiz tutarıdır. Tahvil ve mevduat işlemlerinde önemli bir hesaplama unsurudur.
Birim İşgücü Maliyeti (Unit Labour Cost)
Üretilen bir birim mal veya hizmet başına düşen işgücü maliyetini ifade eder. Verimlilik ve ücret düzeyi arasındaki ilişkiyi gösteren önemli bir ekonomik göstergedir.
Birincil Gelir Hesabı (Primary Income Account)
Ödemeler dengesinin bir bileşeni olup, yurtiçi ve yurtdışı gelir transferlerini kapsar. Ücretler, faizler, kâr payları ve doğrudan yatırım gelirleri bu hesaba dahildir.
Birincil Piyasa (Primary Market)
Yeni ihraç edilen menkul kıymetlerin ilk defa yatırımcılara satıldığı piyasadır. Devlet tahvilleri ve şirket hisse senetleri burada halka arz edilir.
Boğa Piyasası (Bull Market)
Fiyatların uzun vadeli olarak yükseldiği, yatırımcıların iyimser olduğu piyasa koşullarını tanımlar. Genellikle ekonomik büyüme dönemlerinde görülür.
Bono (Bill)
Devletler veya şirketler tarafından kısa vadeli borçlanma amacıyla ihraç edilen menkul kıymetlerdir. Vade süresi genellikle bir yıldan kısadır.
Broker (Broker)
Finansal piyasalarda alıcı ve satıcıları bir araya getiren aracı kuruluştur. Komisyon karşılığında hisse senedi, tahvil, döviz ve emtia işlemlerinde aracılık yapar.
C-Ç
Cari İşlemler Hesabı (Current Account)
Bir ülkenin mal ve hizmet ihracat ve ithalatı, birincil gelir transferleri (faiz, temettü vb.) ve cari transferlerden oluşan ödemeler dengesi hesabıdır. Cari işlemler hesabındaki fazla veya açık, ülkenin dış borçlanma ihtiyacını ve dış ticaret performansını gösterir.
Cari Kur (Current Exchange Rate)
Bir ülkenin para biriminin, diğer para birimleri karşısındaki güncel piyasa değeridir. Cari kur, döviz piyasasındaki arz ve talebe bağlı olarak sürekli değişir.
Çapraz Kur (Cross Rate)
İki yabancı para birimi arasındaki döviz kuru olup, genellikle her iki para biriminin ortak bir üçüncü para birimi (örneğin ABD doları) cinsinden değerinin hesaplanmasıyla belirlenir. Uluslararası ticaret ve yatırım işlemlerinde önemli bir kavramdır.
Çekirdek Enflasyon (Core Inflation)
Gıda ve enerji gibi oynak fiyatlı ürünler hariç tutularak hesaplanan enflasyon oranıdır. Ekonomideki temel fiyat eğilimlerini analiz etmek için kullanılır.
Çekirdek Yükümlülükler (Core Liabilities)
Bankaların ve finansal kurumların, müşteri mevduatları gibi uzun vadeli ve istikrarlı fon kaynaklarını ifade eder. Likidite yönetimi açısından kritik bir göstergedir.
Çıktı Açığı (Output Gap)
Bir ekonominin mevcut üretim seviyesi ile potansiyel üretim seviyesi arasındaki farktır. Pozitif çıktı açığı, ekonominin kapasitesinin üzerinde çalıştığını; negatif çıktı açığı ise ekonomik durgunluğu gösterir.
Çıpa (Nominal Anchor)
Para politikasında enflasyon, döviz kuru veya para arzı gibi belirli bir hedefe bağlı kalmayı ifade eden stratejidir. Ekonomik istikrarı sağlamak için merkez bankaları tarafından kullanılır.
Çözümleme (Resolution)
Finansal olarak zor durumda olan veya iflas eden bir bankanın ya da finans kuruluşunun yeniden yapılandırılması sürecidir. Mevduat sahiplerini korumak ve finansal sistemin istikrarını sağlamak amacıyla uygulanır.
D
Dalgalı Kur Rejimi (Floating Exchange Rate Regime)
Piyasa koşullarına göre döviz kurunun arz ve talebe bağlı olarak serbestçe değiştiği kur sistemidir. Merkez bankaları, doğrudan müdahale etmez ancak gerektiğinde piyasaya likidite sağlayabilir.
Dealer (Dealer)
Finansal piyasalarda kendi nam ve hesabına işlem yapan aracıdır. Genellikle menkul kıymetler, döviz veya emtia alım-satımı gerçekleştirir.
Deflasyon (Deflation)
Genel fiyat seviyesinin sürekli olarak düşmesi durumudur. Deflasyon, ekonomik durgunluk ve tüketim harcamalarının azalmasıyla ilişkilidir.
Deflatör (Deflator)
Enflasyon etkisini ortadan kaldırarak, reel ekonomik büyümeyi ölçmek için kullanılan bir fiyat endeksidir. Genellikle GSYİH deflatörü olarak kullanılır.
Değişken Faizli İhraçlar (Floating Rate Notes)
Faiz oranı belirli periyotlarla piyasa faizine göre güncellenen borçlanma araçlarıdır. Genellikle tahvillerde uygulanır ve faiz riskini azaltır.
Devalüasyon (Devaluation)
Sabit kur rejiminde, bir ülkenin merkez bankasının ulusal para biriminin değerini yabancı para birimleri karşısında resmi olarak düşürmesi işlemidir. İhracatı artırmak ve dış ticaret açığını azaltmak amacıyla uygulanır.
Devlet İç Borçlanma Senetleri (Government Domestic Borrowing Securities)
Devletin iç borçlanma ihtiyacını karşılamak amacıyla ihraç ettiği, belirli bir vade sonunda geri ödeme taahhüdü içeren menkul kıymetlerdir.
Dezenflasyon (Disinflation)
Enflasyon oranının zaman içinde azalması ancak fiyatların genel seviyesinin yükselmeye devam etmesi durumudur. Merkez bankaları, kontrollü para politikaları ile dezenflasyonu yönetebilir.
Dış Ticaret Dengesi (Foreign Trade Balance)
Bir ülkenin ihracat ve ithalat arasındaki farkı gösteren ekonomik göstergedir. Pozitif olması dış ticaret fazlası, negatif olması ise dış ticaret açığı anlamına gelir.
Dış Ticaret Hadleri (Terms of Trade)
Bir ülkenin ihracat mallarının fiyatları ile ithalat mallarının fiyatları arasındaki orandır. Dış ticaret hadleri iyileşirse, ülke aynı miktarda ihracat yaparak daha fazla ithalat gerçekleştirebilir.
Dışa Bağımlılık (External Dependency)
Bir ülkenin, enerji, hammadde veya teknolojik ürünler gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için dış kaynaklara olan bağımlılığını ifade eder. Ekonomik ve politik riskleri artırabilir.
Doğrudan (Kesin) Alım (Outright Purchase)
Merkez bankalarının piyasadan belirli bir varlığı kalıcı olarak satın alması işlemidir. Genellikle para arzını artırmak için uygulanır.
Doğrudan (Kesin) Satım (Outright Sale)
Merkez bankalarının piyasadaki likiditeyi azaltmak amacıyla ellerindeki varlıkları satmaları işlemidir. Genellikle enflasyonu kontrol etmek için kullanılır.
Doğrudan Yabancı Yatırım (Foreign Direct Investment - FDI)
Bir ülkenin sınırları dışından gelen yatırımcıların, o ülkede üretim tesisleri kurması veya mevcut işletmelere doğrudan ortak olması işlemidir. Uzun vadeli ekonomik büyümeye katkı sağlar.
Dolarizasyon (Dollarization / Currency Substitution)
Bir ülkenin yerel para birimi yerine yabancı bir para biriminin (genellikle ABD doları) kullanılması durumudur. Yüksek enflasyon ve ekonomik belirsizlik dönemlerinde sıkça görülür.
Dolaşımdaki Banknotlar (Banknotes in Circulation)
Ekonomide aktif olarak kullanılan ve merkez bankası tarafından piyasaya sürülmüş kağıt para miktarını ifade eder.
Dolaşımdaki Para (Currency in Circulation)
Merkez bankası tarafından basılan ve ekonomide fiziki olarak kullanılan toplam nakit para tutarıdır. Dolaşımdaki banknotlara madeni paralar da dahildir.
Dönemsel Faiz (Periodic Interest Rate)
Yıllık faiz oranının belirli bir döneme (aylık, üç aylık vb.) bölünerek hesaplanmış halidir. Tüketici kredileri ve mevduat hesaplamalarında kullanılır.
Döviz Kuru (Exchange Rate)
Bir ülkenin para biriminin, başka bir ülkenin para birimi karşısındaki değeri olarak tanımlanır. Döviz kuru, arz-talep dengesi, enflasyon ve faiz oranları gibi faktörlerden etkilenir.
Döviz Kuru Rejimleri (Exchange Rate Regimes)
Bir ülkenin para biriminin yabancı para birimleri karşısında belirlenme biçimini ifade eder. Sabit, dalgalı ve yönetilen dalgalı kur rejimleri gibi çeşitli türleri vardır.
Dünya Bankası (World Bank)
Küresel ekonomik kalkınmayı desteklemek amacıyla 1944 yılında kurulan uluslararası bir finans kuruluşudur. Gelişmekte olan ülkelerde altyapı projelerini, eğitim ve sağlık yatırımlarını finanse eder.
E
Efektif (Banknote)
Fiziki olarak basılı ve dolaşımdaki kağıt para birimini ifade eder. Genellikle döviz işlemlerinde, nakit para anlamında kullanılır.
Egzotik Opsiyonlar (Exotic Options)
Standart opsiyonlardan farklı olarak, özel koşullara bağlı getirileri ve fiyatlamaları olan türev araçlardır. Asya, bariyer veya Bermuda opsiyonları gibi farklı türleri bulunur.
Ekonomik Güven Endeksi (Economic Confidence Index)
Tüketicilerin ve üreticilerin ekonomik duruma yönelik beklentilerini ölçen bir göstergedir. Ekonomik belirsizliklerin ve yatırım eğilimlerinin takibinde kullanılır.
Elektronik Fon Transfer Sistemi - EFT (Electronic Funds Transfer System - EFT)
Bankalar arasında TL cinsinden yapılan para transferlerinin elektronik ortamda hızlı ve güvenli şekilde gerçekleştirilmesini sağlayan sistemdir.
Elektronik Menkul Kıymet Transfer Sistemi - EMKT (Electronic Securities Transfer System - ESTS)
Menkul kıymetlerin güvenli ve hızlı bir şekilde transfer edilmesini sağlayan elektronik sistemdir. Sermaye piyasalarında işlem güvenliğini artırır.
Elektronik Para (Electronic Money)
Fiziki para yerine dijital ortamda saklanan ve elektronik ödemeler için kullanılan bir değer saklama aracı olup, genellikle sanal cüzdanlar ve ön ödemeli kartlarda bulunur.
Elektronik Para Kuruluşu (Electronic Money Institution)
Elektronik para ihraç etme yetkisine sahip ve finansal hizmetler sunan kuruluşlardır. Bankalardan bağımsız olarak faaliyet gösterebilirler.
Emisyon (Issue)
Merkez bankası tarafından dolaşıma yeni banknot ve madeni para sürülmesi işlemidir. Para arzının kontrol edilmesinde önemli bir etkendir.
Emisyon Grubu (Emission Group)
Aynı özelliklere sahip ve belirli bir dönemde basılan banknot serisini ifade eder. Ülkelerin merkez bankaları tarafından belirlenir.
Emisyon Hacmi (Value of Banknotes in Circulation)
Piyasada dolaşımda bulunan toplam nakit para miktarıdır. Para arzı ve enflasyon ile doğrudan ilişkilidir.
Enflasyon (Inflation)
Genel fiyat seviyesinin zaman içinde sürekli artması durumudur. Satın alma gücünün azalmasına ve ekonomik istikrarsızlığa neden olabilir.
Enflasyon Beklentileri (Inflation Expectations)
Ekonomik aktörlerin gelecekteki enflasyon oranlarına ilişkin tahmin ve öngörüleridir. Para politikalarının belirlenmesinde önemli bir göstergedir.
Enflasyon Hedefi (Inflation Target)
Merkez bankalarının fiyat istikrarını sağlamak amacıyla belirlediği yıllık enflasyon oranıdır. Ekonomide öngörülebilirliği artırmak için kullanılır.
Enflasyon Hedeflemesi (Inflation Targeting)
Merkez bankalarının enflasyonu belirlenen hedef doğrultusunda tutmak için uyguladığı para politikası stratejisidir. Faiz oranları ve para arzı enstrümanlarıyla desteklenir.
Enflasyon Risk Primi (Inflation Risk Premium)
Yatırımcıların, enflasyonun getirebileceği belirsizlikler nedeniyle talep ettiği ek getiri oranıdır. Uzun vadeli tahvil ve borçlanma araçlarında önemli bir faktördür.
Enflasyon Tahmini (Inflation Forecast)
Gelecekteki enflasyon oranlarının ekonomik göstergeler ışığında yapılan tahminleridir. Para politikalarının oluşturulmasında kritik bir rol oynar.
Enflasyon Telafisi (Inflation Compensation)
Nominal faiz oranı ile enflasyon oranı arasındaki farktan kaynaklanan reel getiri kaybının telafi edilmesini ifade eder. Genellikle enflasyona endeksli tahvillerde görülür.
Enflasyon Vergisi (Inflation Tax)
Enflasyon nedeniyle halkın satın alma gücünün azalması sonucu devletin dolaylı olarak elde ettiği gelir anlamına gelir. Para basımı yoluyla dolaylı bir vergilendirme mekanizmasıdır.
Enflasyona Endeksli Tahvil (Inflation Indexed Securities)
Getirisi enflasyon oranına bağlı olarak değişen tahvillerdir. Yatırımcıları enflasyon riskine karşı korumak amacıyla ihraç edilir.
Erken İtfa (Early Redemption)
Bir borçlanma aracının veya kredinin vadesinden önce tamamen veya kısmen geri ödenmesi işlemidir. Faiz maliyetlerini azaltmak için tercih edilir.
Etkin Piyasa Hipotezi (Efficient Market Hypothesis)
Finansal piyasalarda tüm mevcut bilgilerin fiyatlara anında yansıdığını ve bu nedenle yatırımcıların sürekli olarak anormal getiri elde edemeyeceğini savunan teoridir.
Euro Dolar (Eurodollar)
ABD dışında bulunan ve ABD doları cinsinden tutulan mevduatları ifade eder. Uluslararası finans piyasalarında önemli bir role sahiptir.
Eurobond (Eurobond)
Bir ülkenin ulusal para birimi dışında, genellikle ABD doları veya euro cinsinden ihraç edilen tahvillerdir. Küresel yatırımcılar için uzun vadeli borçlanma enstrümanıdır.
F
Faiz Oranı (Interest Rate)
Borç verenin, borç alandan belirli bir süre için talep ettiği bedelin yüzdesel ifadesidir. Ekonomide para arzı, enflasyon ve yatırımlar üzerinde doğrudan etkiye sahiptir.
Faktoring (Factoring)
Bir firmanın, alacaklarını peşin tahsil edebilmek için faktoring şirketine devretmesi işlemidir. Genellikle nakit akışını hızlandırmak için kullanılır.
Federal Fon Oranları (Federal Funds Rate)
ABD'de bankaların birbirlerine gecelik borç verdikleri faiz oranıdır. ABD Merkez Bankası (FED) tarafından belirlenir ve küresel piyasalarda büyük etkisi vardır.
Finans Hesabı - Ödemeler Dengesi Tanımlı (Financial Account - on a Balance of Payments Basis)
Bir ülkenin dış dünya ile olan sermaye giriş ve çıkışlarını içeren ödemeler dengesi bileşenidir. Doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları ve rezerv değişimleri bu hesaba dahildir.
Finansal Bulaşıcılık/Yayılma (Financial Contagion)
Bir ülkede veya piyasada başlayan ekonomik veya finansal krizin, diğer ülke ve piyasalara yayılma etkisidir. Küresel finansal istikrarı tehdit edebilir.
Finansal Derinleşme (Financial Deepening)
Finansal sistemin daha geniş ve çeşitli finansal araçlarla gelişmesini ifade eder. Ekonomik büyümeyi destekleyen önemli bir faktördür.
Finansal Eğitim (Financial Education)
Bireylerin ve kurumların finansal konular hakkında bilgi sahibi olmasını sağlayan eğitim süreçleridir. Finansal okuryazarlığın artırılmasını amaçlar.
Finansal Farkındalık (Financial Awareness)
Kişilerin finansal sistem, yatırımlar ve ekonomik gelişmeler hakkında bilinçli kararlar verebilme yetkinliğini ifade eder. Tasarruf ve yatırım alışkanlıklarını doğrudan etkiler.
Finansal Hesaplar (Financial Accounts)
Ekonomide farklı sektörlerin finansal varlıklarını, yükümlülüklerini ve bunların zaman içindeki değişimlerini gösteren istatistiksel tablolardır.
Finansal Hizmetler Anketi - FHA (Financial Services Survey - FSS)
Finans sektöründeki firmaların iş koşullarına ve beklentilerine yönelik yapılan periyodik bir anket çalışmasıdır.
Finansal Hizmetler Güven Endeksi - FHGE (Financial Services Confidence Index - FSCI)
Finansal hizmetler sektöründeki güven seviyesini ölçen bir endekstir. Bankalar, sigorta şirketleri ve aracı kurumlar tarafından izlenir.
Finansal İstikrar (Financial Stability)
Ekonomide finansal sistemin istikrarlı, sürdürülebilir ve şoklara karşı dayanıklı olma durumunu ifade eder.
Finansal İstikrar Komitesi (Financial Stability Committee)
Bir ülkede finansal sistemin istikrarını sağlamak için yetkilendirilmiş kamu kurumları tarafından oluşturulan bir komitedir.
Finansal İstikrar Kurulu (Financial Stability Board - FSB)
Küresel finansal sistemin güvenli ve istikrarlı çalışmasını sağlamak amacıyla oluşturulmuş uluslararası bir kuruluştur. G20 ülkeleri tarafından desteklenir.
Finansal Kesim Dışındaki Firmaların Net Döviz Pozisyonu (Foreign Exchange Assets and Liabilities of Non-Financial Companies)
Reel sektör firmalarının yabancı para cinsinden varlık ve yükümlülükleri arasındaki farkı ifade eder. Döviz kurundaki dalgalanmalara karşı kırılganlığı ölçmek için kullanılır.
Finansal Kiralama (Leasing)
Bir varlığın, belirli bir süre boyunca kullanım hakkının kira ödemesi karşılığında devredildiği finansman yöntemidir. Genellikle uzun vadeli ekipman ve makine yatırımları için kullanılır.
Finansal Okuryazarlık (Financial Literacy)
Bireylerin ve işletmelerin finansal kavramları anlama, analiz etme ve bilinçli mali kararlar alma yeteneğidir.
Finansal Piyasa Altyapılarına İlişkin Prensipler (Principles for Financial Market Infrastructures - PFMI)
Ödeme, takas ve mutabakat sistemlerinin güvenli ve etkin çalışmasını sağlamak için oluşturulan uluslararası standartlardır.
Fiyat İstikrarı (Price Stability)
Ekonomide enflasyonun düşük ve istikrarlı seviyelerde tutulmasını ifade eder. Merkez bankalarının temel hedeflerinden biridir.
Fon (Fund)
Belirli bir yatırım amacıyla bir araya getirilmiş sermaye havuzudur. Emeklilik fonları, yatırım fonları ve hedge fonları gibi çeşitli türleri vardır.
Forfaiting (Forfeiting)
Vadeli ihracat alacaklarının, bir finansal kuruluş tarafından iskonto edilerek peşin ödenmesi işlemidir. Genellikle uluslararası ticarette kullanılan bir finansman yöntemidir.
G
Gayri Safi Milli Hasıla - GSMH (Gross National Product - GNP)
Bir ülkenin, belirli bir dönemde ürettiği mal ve hizmetlerin toplam değerini ifade eder. GSMH, ülke vatandaşlarının yurt içi ve yurt dışındaki ekonomik faaliyetlerini kapsar.
Gayri Safi Yurt İçi Hasıla - GSYİH (Gross Domestic Product - GDP)
Bir ülkenin sınırları içinde belirli bir dönemde üretilen tüm mal ve hizmetlerin toplam piyasa değeridir. Ekonomik büyüme ve performansı ölçmek için en yaygın kullanılan göstergelerden biridir.
Gecikmeli Net Mutabakat (Deferred Net Settlement)
Ödeme sistemlerinde, işlemlerin anında değil, belirli bir süre sonunda toplu olarak mutabakatının yapılmasını ifade eder. Genellikle düşük hacimli ödemeler için kullanılır.
Geç Likidite Penceresi (Late Liquidity Window Facility)
Merkez bankalarının, bankalara gün sonunda likidite sağlamak için sunduğu acil fonlama imkanıdır. Bankalar, likidite krizine düşmemek için bu mekanizmayı kullanır.
Gelire Endeksli Senetler (Revenue Indexed Bonds)
Getirisi, belirli bir gelir kaynağına (örneğin vergi gelirleri veya petrol gelirleri) bağlı olarak değişen borçlanma senetleridir. Devletler ve kurumlar, risk yönetimi amacıyla ihraç edebilir.
Genel Devlet Dengesi (General Government Balance)
Merkezi yönetim, yerel yönetimler ve sosyal güvenlik kurumlarının gelir ve giderleri arasındaki farkı gösteren bütçe dengesidir. Fazla veya açık vermesi, kamu maliyesinin sağlığını gösterir.
Gerçek Zamanlı Brüt Mutabakat (Real Time Gross Settlement - RTGS)
Büyük ölçekli ve zaman kritik ödeme işlemlerinin gerçek zamanlı olarak ve birebir bazda mutabakatını sağlayan ödeme sistemidir. Türkiye’de bu sistem EFT olarak bilinir.
Geri Ödenmeme Riski (Default Risk)
Bir borçlunun, finansal yükümlülüklerini yerine getirememe olasılığını ifade eder. Yatırımcılar ve kredi verenler için önemli bir risk unsurudur.
Getiri Eğrisi / Verim Eğrisi (Yield Curve)
Farklı vadelerdeki tahvillerin getirilerini gösteren grafiktir. Getiri eğrisinin şekli, piyasanın faiz oranları ve ekonomik beklentileri hakkında bilgi verir.
Gölge Bankacılık (Shadow Banking)
Geleneksel bankacılık sisteminin dışında faaliyet gösteren finansal kuruluşların sunduğu kredi ve yatırım hizmetleridir. Düzenlemeye tabi olmadığı için sistemik risk oluşturabilir.
Gün İçi Likidite İmkanı - GİL (Intraday Liquidity Facility - ILF)
Bankaların ödeme sistemlerinde sorunsuz işlem yapabilmesi için merkez bankaları tarafından gün içinde sağlanan geçici likidite desteğidir.
H
Hazır İmkanlar (Standing Facilities)
Merkez bankalarının, bankacılık sistemine belirli koşullarla sürekli olarak sunduğu likidite imkanlarıdır. Faiz koridoru uygulamaları kapsamında gecelik borç alma ve verme işlemlerini içerir.
Hazine Bonosu (Treasury Bills)
Devletin kısa vadeli borçlanma ihtiyacını karşılamak için ihraç ettiği, vadesi genellikle bir yıldan kısa olan menkul kıymetlerdir. Risksiz yatırım araçları arasında kabul edilir.
Hedef Kitle (Target Group)
Bir ürün, hizmet veya finansal stratejinin ulaşmayı amaçladığı belirli tüketici veya yatırımcı grubu. Finansal pazarlamada, müşteri profiline göre segmentasyon yapılır.
Hesaben Saklama (Book Entry)
Menkul kıymetlerin fiziki olarak değil, elektronik ortamda kaydi olarak saklanması yöntemidir. Günümüzde çoğu tahvil ve hisse senedi işlemi bu yöntemle yapılır.
Hesap Verebilirlik (Accountability)
Kamu veya özel sektörde faaliyet gösteren kurum ve bireylerin, kararları ve eylemleri hakkında açıklama yapma ve sorumluluk taşıma yükümlülüğüdür. Finansal yönetimde şeffaflık ve güvenilirliği sağlar.
I-İ
IBAN (Uluslararası Banka Hesap Numarası – International Bank Account Number)
Banka hesaplarının uluslararası standartlara uygun olarak tanımlanmasını sağlayan numara sistemidir. Bankalar arası para transferlerinde hata riskini azaltmak ve işlemleri hızlandırmak amacıyla kullanılır.
İhale (Auction)
Belirli bir mal, hizmet veya finansal enstrümanın en yüksek veya en düşük teklifi veren katılımcıya satılması sürecidir. Devlet tahvili ve hazine bonosu ihraçlarında yaygın olarak kullanılır.
İhracat (Exports)
Bir ülkenin yurtdışına sattığı mal ve hizmetleri ifade eder. İhracat, döviz gelirleri yaratır ve ülkenin ekonomik büyümesine katkı sağlar.
İhracat Reeskont Kredisi (Export Rediscount Credit)
İhracatçı firmalara, Merkez Bankası tarafından uygun koşullarla sağlanan kısa vadeli kredi türüdür. İhracatçının finansman ihtiyacını karşılayarak rekabet gücünü artırır.
İhracatın İthalatı Karşılama Oranı (Coverage Ratio)
Bir ülkenin ihracat gelirlerinin ithalat giderlerini karşılama seviyesini gösteren orandır. %100’ün üzerindeki değerler dış ticaret fazlasına işaret eder.
İkincil Gelir Hesabı (Secondary Income Account)
Ödemeler dengesi içinde, karşılıksız yapılan gelir transferlerini içeren hesaptır. Dış yardımlar, hibeler ve işçi dövizleri bu hesaba dahildir.
İkincil Piyasa (Secondary Market)
Daha önce ihraç edilmiş menkul kıymetlerin alınıp satıldığı piyasadır. Hisse senetleri ve tahviller, borsa veya tezgah üstü piyasalarda işlem görebilir.
İktisadi Yönelim Anketi - İYA (Business Tendency Survey - BTS)
Reel sektör firmalarının ekonomik durum ve beklentileri hakkında bilgi sağlayan anket çalışmasıdır. Ekonomik büyüme ve yatırım eğilimleri hakkında öncü göstergeler sunar.
İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (Capacity Utilization Rate of the Manufacturing Industry)
Sanayi tesislerinin üretim kapasitelerini ne ölçüde kullandığını gösteren ekonomik göstergedir. Yüksek oranlar ekonomik canlılığı, düşük oranlar ise durgunluğu işaret edebilir.
İskonto (Discount)
Bir menkul kıymetin veya ödemenin, belirli bir vade öncesinde, bugünkü değeri üzerinden daha düşük bir fiyatla hesaplanması işlemidir. İskonto oranı, faiz oranlarına bağlı olarak değişir.
İslami Finansal Hizmetler Kurulu (Islamic Financial Services Board - IFSB)
İslami finans kuruluşları için uluslararası düzeyde standartlar belirleyen ve denetleme süreçlerini yönlendiren kuruluştur.
İstikrarlı Fonlama Oranı (Stable Funding Rate)
Bir bankanın uzun vadeli ve istikrarlı kaynaklarının, yükümlülüklerine oranını gösteren finansal göstergedir. Finansal istikrar açısından kritik bir parametredir.
İşgücü (Labour Force)
Bir ekonomide, belirli bir yaş grubunda olup çalışabilir durumda olan ve iş arayan bireylerin toplamıdır. İşgücü, istihdam edilenler ve işsizlerden oluşur.
İşgücüne Katılma Oranı (Labour Force Participation Rate)
Çalışabilir nüfus içinde iş arayan veya çalışan kişilerin oranını gösterir. Ekonomik aktivitenin bir göstergesidir.
İşsiz (Unemployed)
Çalışabilir durumda olup iş bulamayan ve aktif olarak iş arayan bireyleri ifade eder. İşsizlik, ekonomik durgunluk dönemlerinde artış gösterebilir.
İşsizlik Oranı (Unemployment Rate)
İşsiz sayısının toplam işgücüne oranını gösteren önemli bir ekonomik göstergedir. Düşük işsizlik oranları, ekonomik büyüme ile ilişkilidir.
İtfa (Redemption)
Bir borçlanma aracının (tahvil, bono vb.) vadesi geldiğinde anapara ve faizinin ödenmesi işlemidir. Erken itfa, yatırımcının borcunu planlanandan önce ödemesi anlamına gelir.
İthalat (Imports)
Bir ülkenin yurtdışından mal ve hizmet satın almasıdır. İthalat, döviz çıkışına neden olur ve dış ticaret dengesini etkiler.
K
Kaldıraca Dayalı Zorunlu Karşılıklar (Leverage Based Reserve Requirement)
Bankaların, sahip oldukları toplam varlık ve yükümlülüklerine bağlı olarak belirli bir oranda merkez bankasında tutmaları gereken rezerv miktarını ifade eder. Finansal istikrarı artırmak ve aşırı risk alımını önlemek amacıyla uygulanır.
Kaldıraç Oranı (Leverage Ratio)
Bir finansal kurumun toplam borçlarının, özkaynaklarına oranını gösteren göstergedir. Düşük kaldıraç oranı, daha az riskli bir finansal yapı anlamına gelirken, yüksek kaldıraç oranı riskli bir bilanço yapısına işaret edebilir.
Kamu Kaynaklı Finansman (Bail-out)
Devletin, finansal sıkıntıya düşen özel sektör kuruluşlarını veya bankaları kurtarmak için kamu fonlarını kullanarak sağladığı mali destektir. Sistemik riskin önlenmesi için kriz dönemlerinde uygulanır.
Kamu Kesimi Borçlanma Gereği (Public Sector Borrowing Requirement)
Devletin harcamalarını karşılamak için borçlanması gereken miktarı ifade eder. Kamu kesiminin mali dengesini değerlendirmek için önemli bir göstergedir.
Kamu Net Borç Stoku (Public Net Debt Stock)
Devletin toplam borcundan, elinde bulundurduğu likit varlıkların düşülmesiyle hesaplanan net borç miktarıdır. Mali disiplinin ve borç yönetiminin bir göstergesidir.
Kısa Vadeli Dış Borç Stoku (Short Term External Debt Stock)
Bir ülkenin 1 yıl veya daha kısa vadeli dış borçlarının toplam tutarını ifade eder. Yüksek kısa vadeli borç stoku, döviz rezervleri üzerinde baskı yaratabilir.
Kira Sertifikası (Lease Certificate)
Bir varlığın kiralanması yoluyla gelir elde eden ve yatırımcılara belirli dönemlerde getiri sağlayan İslami finans enstrümanıdır. Türkiye’de sukuk olarak da bilinir.
Konsolidasyon (Consolidation)
Finansal tabloların birleştirilmesi veya borç yapılandırmalarında farklı yükümlülüklerin tek çatı altında toplanması işlemidir. Şirket birleşmeleri ve kamu borcu yönetimi süreçlerinde kullanılır.
Kontrol Ufku (Control Horizon)
Bir ekonomi veya piyasa için uygulanan politika veya stratejinin etkilerinin gözlemlenebileceği zaman dilimini ifade eder. Para ve maliye politikalarının etkinliğini ölçmek için önemlidir.
Konut Fiyat Endeksi - KFE (House Price Index - HPI)
Belirli bir dönemde konut fiyatlarındaki değişimi ölçen ekonomik göstergedir. Konut piyasasının genel eğilimlerini ve enflasyon üzerindeki etkilerini analiz etmek için kullanılır.
Konvertibilite (Convertibility)
Bir ülkenin para biriminin, serbestçe başka para birimlerine çevrilebilme derecesini ifade eder. Tam konvertibilite, döviz işlemlerinde herhangi bir kısıtlama olmaması anlamına gelir.
Kredi Arzı Daralması (Credit Crunch)
Finansal kuruluşların kredi verme iştahının azalması ve kredi koşullarının sıkılaştırılması durumudur. Ekonomik durgunluk veya finansal kriz dönemlerinde sıkça görülür.
Kredi Riski (Credit Risk)
Bir borçlunun, finansal yükümlülüklerini zamanında yerine getirememe olasılığıdır. Bankalar ve yatırımcılar, kredi riski yönetimi için çeşitli değerlendirme araçları kullanır.
Kuponlu İhraçlar (Coupon Bonds)
Belirli dönemlerde yatırımcısına faiz (kupon) ödemesi yapan tahvil türüdür. Sabit veya değişken faizli olabilir ve genellikle uzun vadeli borçlanma araçları arasında yer alır.
Kur Riski (Currency Risk)
Döviz kuru dalgalanmalarının, şirketlerin veya yatırımcıların finansal durumlarını olumsuz etkileyebilme ihtimalidir. Özellikle döviz cinsinden borçlanan veya gelir elde eden firmalar için kritik bir risk faktörüdür.
L
LIBID (London Interbank Bid Rate)
Londra bankalar arası piyasasında bankaların birbirlerinden borç almak için teklif ettiği faiz oranıdır. LIBOR’un karşıtı olarak düşünülebilir.
LIBOR (London Interbank Offered Rate)
Uluslararası piyasalarda bankaların birbirlerine borç verirken uyguladığı referans faiz oranıdır. Küresel borçlanma maliyetlerinin belirlenmesinde önemli bir göstergedir.
Likidite (Liquidity)
Bir varlığın veya finansal enstrümanın hızla ve değer kaybetmeden nakde çevrilebilme derecesidir. Piyasaların sağlıklı işleyişinde kritik bir unsurdur.
Likidite Desteği Kredisi (Liquidity Support Credit Facility)
Merkez bankalarının, finansal kurumlara acil durumlarda sağladığı kısa vadeli likidite desteğidir. Finansal kriz dönemlerinde sıkça kullanılır.
Likidite Riski (Liquidity Risk)
Bir finansal kurumun veya yatırımcının, yükümlülüklerini zamanında yerine getirememesi veya varlıklarını zarar etmeden satamaması riskidir.
Likidite Senetleri (Liquidity Bills)
Merkez bankalarının piyasadaki fazla likiditeyi çekmek amacıyla kısa vadeli olarak ihraç ettiği menkul kıymetlerdir.
M
Makro İhtiyati Politikalar (Macroprudential Policy)
Finansal sistemin bütününü kapsayan riskleri azaltmak ve ekonomik istikrarı sağlamak için uygulanan düzenleyici politikalar bütünüdür.
Mali (Finansal) Olmayan Kuruluşlar (Non-financial Corporations)
Bankacılık, sigortacılık ve finans sektörünün dışında faaliyet gösteren şirketleri ifade eder. Sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde yer alan firmalar bu kapsama girer.
Mali (Finansal) Kuruluşlar (Financial Corporations)
Bankalar, sigorta şirketleri, yatırım fonları ve finansal aracılık yapan kurumları kapsayan kuruluşlardır.
Maliye Politikası (Fiscal Policy)
Devletin vergi, harcama ve borçlanma politikaları aracılığıyla ekonomik faaliyetleri yönlendirdiği politika setidir. Bütçe dengesi ve kamu borç yönetimi bu kapsamda değerlendirilir.
Menkul Kıymet Mutabakat Sistemi (Security Settlement System)
Menkul kıymet alım satım işlemlerinin takas ve mutabakatının güvenli ve düzenli bir şekilde gerçekleştirildiği sistemdir.
Merkez Bankası Araç Bağımsızlığı (Instrument Independence)
Merkez bankasının, enflasyon, faiz ve likidite politikalarını belirlerken herhangi bir siyasi baskıya maruz kalmadan bağımsız olarak hareket edebilme yeteneğidir.
Merkez Bankası Bağımsızlığı (Central Bank Independence)
Bir ülkenin merkez bankasının para politikalarını yürütürken hükümet veya başka otoritelerden bağımsız olması durumudur. Ekonomik istikrar açısından önemlidir.
Merkez Bankası Müdahalesi (Central Bank Intervention)
Merkez bankalarının döviz kuru, faiz oranları veya para arzı gibi piyasa dinamiklerine doğrudan veya dolaylı olarak müdahale etme sürecidir.
Merkezi Karşı Taraf - MKT (Central Counterparty - CCP)
Finansal piyasalarda işlem yapan taraflar arasında riskleri yönetmek ve işlemlerin güvenliğini sağlamak için kullanılan merkezi bir takas kurumudur.
Merkezi Kayıt Kuruluşu - MKK (Central Registry Agency - CRA)
Türkiye'de sermaye piyasası araçlarının kaydi olarak saklanmasını ve takibini sağlayan kurumdur.
Merkezi Saklama Kuruluşu (Central Securities Depository)
Menkul kıymetlerin elektronik ortamda güvenli bir şekilde saklanmasını ve transfer edilmesini sağlayan finansal altyapı kuruluşudur.
Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi (Central Government Budget Balance)
Devletin gelir ve giderleri arasındaki farkı gösteren bütçe göstergesidir. Fazla verilmesi mali disiplini, açık verilmesi ise borçlanma ihtiyacını gösterir.
Merkezi Yönetim Faiz Dışı Bütçe Dengesi (Central Government Primary Budget Balance)
Faiz giderleri hariç tutulduğunda devletin gelir ve gider dengesi olarak hesaplanır. Bütçe yönetiminin sürdürülebilirliğini değerlendirmek için kullanılır.
Merkezi Yönetim Riski (Sovereign Risk)
Bir devletin mali yükümlülüklerini yerine getirememe veya ekonomik-politik belirsizlikler nedeniyle yatırımcıların güvenini kaybetme riskidir.
Mevsim ve Takvim Etkisinden Arındırma (Adjustment for Seasonal and Calendar Effects)
Ekonomik verilerin, mevsimsel dalgalanmalar ve özel günlerin etkisinden arındırılarak analiz edilmesini sağlayan yöntemdir.
Moratoryum (Moratorium)
Bir devletin veya kurumun borç ödemelerini belirli bir süreliğine durdurduğunu ilan etmesi durumudur. Genellikle ekonomik kriz veya savaş gibi olağanüstü durumlarda uygulanır.
Mutabakat (Settlement)
Finansal işlemlerin taraflar arasında hesap mutabakatına varılarak sonuçlandırılması sürecidir.
Müşteriler Arası TL Aktarım Sistemi (Retail Payment System)
Bankalar arası düşük tutarlı Türk lirası transfer işlemlerinin gerçekleştirildiği ödeme sistemidir.
N
NACE (Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin Sınıflandırılması) (Classification of Economic Activities in the European Community)
Avrupa Birliği tarafından ekonomik faaliyetlerin istatistiksel olarak sınıflandırılması amacıyla kullanılan sistemdir. İşletmelerin ve sektörlerin analiz edilmesini kolaylaştırır.
Net Bugünkü Değer (Net Present Value - NPV)
Bir yatırımın gelecekte sağlayacağı nakit akışlarının, bugünkü değerine indirgenerek hesaplanan değerdir. Pozitif NPV, yatırımın kârlı olduğunu gösterir.
Net Hata ve Noksan (Net Errors and Omission)
Ödemeler dengesindeki kayıt hataları veya açıklanamayan sermaye hareketlerini gösteren hesaptır. Kayıt dışı işlemler veya veri eksikliklerinden kaynaklanabilir.
Net İstikrarlı Fonlama Oranı (Net Stable Funding Ratio - NSFR)
Bankaların uzun vadeli ve istikrarlı fon kaynaklarının, yükümlülüklerini karşılayacak düzeyde olup olmadığını ölçen bir göstergedir. Finansal istikrar açısından önemlidir.
Netleştirme (Netting)
Finansal işlemlerde, tarafların birbirlerine olan borç ve alacaklarını karşılıklı olarak mahsup ederek tek bir ödeme yapmalarını sağlayan süreçtir.
Nicel Genişleme (Quantitative Easing - QE)
Merkez bankalarının, piyasaya likidite sağlamak amacıyla büyük ölçekli tahvil alımları yaparak para arzını artırdığı para politikası aracıdır.
Nihai Kredi Mercii (Lender of Last Resort)
Finansal kriz dönemlerinde likidite sıkıntısı yaşayan bankalara veya piyasalara acil kredi sağlayan merkez bankası rolünü ifade eder.
Nihai Yurt İçi Talep (Final Domestic Demand)
Bir ekonomide tüketim, yatırım ve kamu harcamalarından oluşan toplam iç talep seviyesidir. Ekonomik büyüme için önemli bir göstergedir.
Nominal Değer (Par Value, Face Value)
Bir menkul kıymetin veya finansal enstrümanın üzerinde yazılı olan değeridir. Piyasa fiyatı ile farklılık gösterebilir.
Nominal Efektif Döviz Kuru (Nominal Effective Exchange Rate - NEER)
Bir ülkenin para biriminin, ticaret ağırlıklı olarak belirlenmiş birden fazla döviz kuru karşısındaki ortalama değerini ifade eder.
O-Ö
Operasyonel Risk (Operational Risk)
Bir finansal kurumun, süreçlerdeki aksaklıklar, insan hataları veya teknolojik yetersizliklerden dolayı maruz kaldığı risk türüdür.
Opsiyon (Option)
Yatırımcının, belirli bir vadeye kadar veya vade sonunda, önceden belirlenen fiyat üzerinden bir varlığı alma veya satma hakkına sahip olduğu finansal enstrümandır.
Organize Türev Piyasalar (Derivative Markets)
Vadeli işlem sözleşmeleri, opsiyonlar ve diğer türev ürünlerin işlem gördüğü düzenlenmiş piyasalardır. Risk yönetimi ve spekülasyon amacıyla kullanılır.
Oto-Finansman (Bail-in)
Bir finansal kuruluşun, batmasını önlemek için mevduat sahipleri ve tahvil sahiplerinin zararlarını paylaşarak kurtarılması işlemidir.
Otomatik Dengeleyiciler (Automatic Stabilisers)
Ekonomik dalgalanmaları azaltan, önceden belirlenmiş mali politika araçlarıdır. Örneğin, işsizlik sigortası ödemeleri resesyon dönemlerinde otomatik olarak artar.
Oynaklık (Volatility)
Bir finansal varlığın fiyatındaki kısa vadeli değişkenliği ifade eder. Yüksek oynaklık, yüksek risk anlamına gelir.
Ödeme Karşılığı Ödeme (Payment versus Payment - PvP)
İki farklı para birimiyle yapılan ödemelerde, taraflardan birinin ödemeyi gerçekleştirmesi durumunda diğer tarafın da eş zamanlı ödeme yapmasını sağlayan sistemdir.
Ödeme Karşılığı Teslimat İlkesi - ÖKT (Delivery versus Payment - DvP)
Menkul kıymetlerin teslimatının, eş zamanlı olarak ödemenin tamamlanmasına bağlı olduğu sistemdir. Finansal piyasalardaki riskleri azaltır.
Ödeme Kuruluşu (Payment Institution)
Elektronik para transferleri ve ödeme hizmetleri sunan, ancak banka statüsünde olmayan finansal kuruluşlardır.
Ödeme Sistemi (Payment System)
Finansal işlemlerin güvenli ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlayan altyapıdır. EFT ve havale sistemleri buna örnektir.
Ödemeler Dengesi (Balance of Payments - BoP)
Bir ülkenin belirli bir dönemde diğer ülkelerle yaptığı tüm ekonomik işlemleri gösteren istatistiksel tablodur.
Ölçüt Kıymet (Benchmark Security)
Piyasa tarafından standart kabul edilen, genellikle düşük riskli ve yüksek işlem hacmine sahip menkul kıymetlerdir.
Örnek Banknot (Specimen)
Tanıtım veya eğitim amacıyla basılan ve gerçek para yerine geçmeyen banknotlardır.
Özel Çekme Hakları (Special Drawing Right - SDR)
Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından belirlenen, üye ülkelerin rezervlerini artırmak için kullanılan özel bir rezerv para birimidir.
Özel Kapsamlı TÜFE Göstergeleri - ÖKTG (Special CPI Aggregates - SCA)
Tüketici fiyat endeksindeki belirli mal ve hizmet gruplarını içeren ve enflasyon analizinde kullanılan özel göstergelerdir.
P
Para Kurulu (Currency Board)
Sabit döviz kuru rejimi uygulayan ülkelerde, merkez bankasının para arzını doğrudan döviz rezervlerine bağlı olarak belirlediği sistemdir.
Para Piyasası (Money Market)
Kısa vadeli borçlanma araçlarının alınıp satıldığı piyasadır. Bankalar arası işlemler ve hazine bonoları bu piyasada işlem görür.
Para Politikası (Monetary Policy)
Merkez bankalarının, fiyat istikrarını sağlamak ve ekonomik büyümeyi desteklemek için faiz oranlarını ve para arzını düzenleme sürecidir.
Para Politikası Kurulu - PPK (Monetary Policy Committee - MPC)
Merkez bankasının, para politikası kararlarını aldığı ve faiz oranlarını belirlediği kuruludur.
Para ve Banka İstatistikleri (Money and Banking Statistics)
Merkez bankaları tarafından yayınlanan, para arzı, kredi hacmi ve bankacılık sektörü verilerini içeren raporlardır.
Paranın Dolaşım Hızı (Velocity of Money)
Bir ekonomide paranın el değiştirme sıklığını ölçen göstergedir. Yüksek hız, ekonomik aktivitenin güçlü olduğunu gösterir.
Parasal Aktarım Mekanizması (Monetary Transmission Mechanism)
Merkez bankası politikalarının, faiz oranları ve kredi koşulları aracılığıyla ekonomik faaliyetlere nasıl etki ettiğini açıklayan süreçtir.
Parasal Altın (Monetary Gold)
Merkez bankaları ve uluslararası finans kurumları tarafından rezerv olarak tutulan altındır.
Parasal Büyüklükler (Monetary Aggregates)
Para arzı ve likiditeyi ölçmek için kullanılan farklı genişlikteki parasal göstergelerdir.
R
Reel Efektif Döviz Kuru (Real Effective Exchange Rate - REER)
Bir ülkenin para biriminin, ticaret ortaklarına göre enflasyon farkları düzeltilmiş ortalama değerini gösterir. Uluslararası rekabet gücünü değerlendirmede kullanılır.
Reel Faiz Oranı (Real Interest Rate)
Nominal faiz oranından enflasyonun etkisi çıkarıldığında elde edilen faiz oranıdır. Yatırımcıların reel getirisini ölçmek için kullanılır.
Reel İhracat (Real Exports)
Enflasyondan arındırılmış olarak hesaplanan ihracat miktarıdır. Ticaret hacmindeki gerçek değişimleri göstermek için kullanılır.
Reel İthalat (Real Imports)
Enflasyondan arındırılmış olarak hesaplanan ithalat miktarıdır. Gerçek ticaret akışlarını analiz etmek için kullanılır.
Reel Kesim Güven Endeksi - RKGE (Real Sector Confidence Index - RSCI)
Reel sektör firmalarının mevcut ve gelecekteki ekonomik koşullara dair beklentilerini ölçen bir endekstir.
Reeskont (Rediscount)
Vadesi gelmemiş bir senedin, merkez bankası tarafından iskonto edilerek tekrar bankalar aracılığıyla piyasaya sürülmesi işlemidir.
Repo (Repurchase Agreement)
Bir menkul kıymetin, belirli bir süre sonra önceden belirlenmiş fiyatla geri alınması taahhüdüyle satılmasını içeren kısa vadeli bir finansman yöntemidir.
Resesyon (Recession)
Bir ekonominin arka arkaya iki çeyrek boyunca negatif büyüme göstermesi durumudur. Durgunluk anlamına gelir ve işsizlik oranlarının artmasına yol açabilir.
Revalüasyon (Revaluation)
Sabit kur rejiminde, hükümet veya merkez bankasının ulusal para biriminin yabancı para birimleri karşısında değerini resmi olarak artırmasıdır.
Rezerv Opsiyonu Katsayısı - ROK (Reserve Option Coefficient - ROC)
Merkez bankalarının, bankaların zorunlu karşılık olarak döviz veya altın tutabilmesine izin verdiği mekanizmadaki katsayıdır.
Rezerv Opsiyonu Mekanizması - ROM (Reserve Option Mechanism - ROM)
Bankaların TL zorunlu karşılıklarının belirli bir kısmını döviz veya altın olarak tutmalarına imkan tanıyan mekanizmadır.
Rezerv Opsiyonu Oranı (Reserve Option Ratio)
Bankaların TL karşılık yükümlülüklerini döviz veya altın olarak tutmalarına olanak sağlayan rezerv oranıdır.
Rezerv Para (Hard Currency)
Uluslararası ticarette geniş kabul gören, yüksek likiditeye ve düşük dalgalanmaya sahip olan para birimleridir (örneğin, ABD doları, Euro).
Risk İştahı (Risk Appetite)
Bir yatırımcının veya kurumun risk almaya ne kadar istekli olduğunu ifade eder.
Risk Primi (Risk Premium)
Yatırımcıların, daha yüksek risk taşıyan varlıklar için talep ettiği ek getiridir.
Riske Maruz Değer (Value at Risk - VaR)
Bir yatırım portföyünün belirli bir zaman dilimi içinde belirli bir güven düzeyinde maruz kalabileceği maksimum zarar miktarıdır.
Risk-Getiri (Risk-Return)
Yüksek riskin, potansiyel olarak daha yüksek getiri ile ödüllendirildiği yatırım ilişkisini ifade eder.
Riskten Kaçınan (Risk Averse), Risk Alan/Seven (Risk Lover), Risk Nötr (Risk Neutral)
- Riskten kaçınan: Daha düşük ama güvenli getirileri tercih eden yatırımcı.
- Risk alan: Yüksek risk alarak daha fazla kazanç sağlamaya çalışan yatırımcı.
- Risk nötr: Riskten etkilenmeyen, yalnızca beklenen getiriye odaklanan yatırımcı.
Riskten Korunma (Hedging)
Finansal piyasalardaki dalgalanmalardan kaynaklanan riskleri azaltmaya yönelik stratejiler geliştirme sürecidir.
S-Ş
Sabit Kur Rejimi (Fixed Exchange Rate Regime)
Ulusal para biriminin belirli bir döviz kuru üzerinden sabitlenmesi sistemidir.
Sahte Banknot (Counterfeit Banknote)
Yasal olmayan yollarla üretilmiş sahte para birimleridir.
Saklama Hizmeti (Custodian Service)
Menkul kıymetlerin ve finansal varlıkların güvenli şekilde saklanmasını sağlayan finansal hizmettir.
Sanayi Üretim Endeksi - SÜE (Industry Production Index - IPI)
Sanayi sektöründeki üretim hacmini gösteren ekonomik göstergedir.
Senyoraj - Beylik Hakkı (Seigniorage)
Devletin para basarak elde ettiği kazançtır.
Serbest Dalgalı Kur Rejimi (Free-Floating Exchange Rate Regime)
Döviz kurunun tamamen piyasa dinamikleri tarafından belirlenmesi sistemidir.
Sermaye Piyasası (Capital Market)
Uzun vadeli finansal araçların alınıp satıldığı piyasadır.
Sistemik Risk (Systemic Risk)
Bir finansal sistemde ortaya çıkan bir sorunun, tüm piyasalara yayılma riskidir.
Stagflasyon (Stagflation)
Durgunluk (resesyon) ve yüksek enflasyonun aynı anda yaşandığı ekonomik durumdur.
T
Tahvil (Bond)
Devlet veya şirketler tarafından ihraç edilen, belirli bir vadede geri ödenmek üzere faiz getirisi sağlayan borçlanma aracıdır.
Takas (Clearing)
Finansal işlemlerin taraflar arasında mutabakata varılarak kapatılması sürecidir.
Ters Repo (Reverse Repurchase Agreement)
Merkez bankalarının piyasadaki likiditeyi azaltmak için bankalardan menkul kıymet alıp, belirli bir vadede geri satma taahhüdüyle gerçekleştirdiği işlemdir.
Tüketici Fiyat Endeksi - TÜFE (Consumer Price Index - CPI)
Hane halkının tükettiği mal ve hizmetlerin fiyat değişimlerini ölçen enflasyon göstergesidir.
Tüketici Güven Endeksi - TGE (Consumer Confidence Index - CCI)
Tüketicilerin ekonomik durum hakkındaki beklentilerini ölçen endekstir.
U-Ü
Uluslararası Yatırım Pozisyonu (International Investment Position - IIP)
Bir ülkenin yurtdışındaki finansal varlıkları ile yurtiçindeki yabancı sermaye arasındaki net farkı gösterir.
Ülke Riski (Country Risk)
Bir ülkenin ekonomik, politik ve finansal istikrarsızlık nedeniyle yatırımcılar açısından taşıdığı risk düzeyidir.
V
Vadeli Piyasalar (Futures Market)
Vadeli işlem sözleşmelerinin alınıp satıldığı piyasalardır.
Vadeye Kadar Getiri (Yield to Maturity)
Bir tahvilin, vade sonuna kadar tutulması durumunda yatırımcıya sağlayacağı toplam getiri oranıdır.
Z
Zorunlu Karşılık Oranı (Reserve Requirement Ratio)
Bankaların, topladıkları mevduatın belirli bir yüzdesini merkez bankasında tutmak zorunda olduğu orandır.